15 Temmuz’u anlatan “En Uzun Gece” destanı farklı şehirlerde sahnelenecek

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Fecir Alptekin, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın katılımıyla 15 Temmuz’da ilk temsili gerçekleştirilen “En Uzun Gece” destanına ilişkin açıklamada bulundu.
Alptekin, projenin, Cumhurbaşkanlığı tarafından 15 Temmuz zaferinin bir sanat başyapıtıyla ölümsüzleştirilmesi amacıyla yapıldığını belirtti.
15 Temmuz 2016’nın, Türk milletinin yaşadığı en uzun gecelerden biri olduğunu dile getiren Alptekin, bu nedenle proje gündeme geldiği andan itibaren ekip olarak eserin isminin, “En Uzun Gece” olmasını istediklerini anlattı.
Tarihi olayların ve dönüm noktalarının nesilden nesle aktarılması gerektiğinin altını çizen Alptekin, “Tarih kitapları, akademik makaleler, raporlar, belgeseller üretiliyor. Bunlar bilgi aktarmaya hizmet ediyor. Sanat yapıtları duyguyu da içinde taşıdığı için belli olayları, kahramanlık hikayelerini aktarmada çok daha güçlü bir imkan ve zemin sunuyor. Ben her zaman tarihi olayların sanat yapıtlarıyla aktarımını ve yaşatılmasını çok önemsiyorum. ‘En Uzun Gece’ de bu anlamda bulunduğumuz girişimlerden biriydi ve aldığım tepkilerden amaca da hizmet ettiğini hissediyorum.” ifadelerini kullandı.
Fecir Alptekin, “En Uzun Gece”nin, dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanı gazi Turgut Aslan etrafında döndüğünü belirterek, şöyle devam etti:
“Bir hikayeyi anlatırken ana karakter seçmeniz gerekiyor. Biz bu kez Turgut Aslan’ı odağa almak istedik. Çünkü içinde çok dramatik bir insan öyküsü var ve Turgut Bey’i de yine yıllar sonra anmamız için güzel bir vesile oldu. Turgut Aslan’ın başlattığı FETÖ soruşturmasından giriyoruz hikayeye. Ondan sonra İstanbul-Ankara ekseninde özel harekat, jandarma, Terörle Mücadele Daire Başkanı Turgut Bey’in ofisi, İstanbul’da 15 Temmuz Şehitler Köprüsü fonunda o gecenin tansiyonunun en yükseldiği mekanların üzerinden hikayeleri anlatmaya başlıyoruz. Sıfırdan bir libretto yazmak yerine daha iyisinin yapılamayacağı için Mehmet Akif Ersoy, Nurullah Genç, Abdurrahim Karakoç, Sezai Karakoç, Atilla İlhan şiirlerini eserin librettosu olarak kullandık. Orijinal metin kısmı İbrahim Sarıtaş ve Gürkan Tanyaş tarafından yazıldı. Bestelerde Ali Otyam, Aytuğ Ülgen ve Selim Atakan var.”
“Cumhurbaşkanımızın gönül verdiği bir işti”
Eserin provalarında duygu dolu anlar yaşandığını, aynı duygunun izleyiciye de geçip geçmeyeceğini merak ettiklerini anlatan Fecir Alptekin, şunları kaydetti:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Hanımefendinin çok istediği, çok hayalini kurduğu, gönül verdiği bir işti bu. Ne mutlu bize ki kendileri de sonuçtan çok memnun kaldılar, çok beğendiler, tebrik ettiler. Onların memnun olduğunu görmek de bizleri çok mutlu ediyor. Çünkü önümüzü açan, bu projenin gerçekleşmesini sağlayan da Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Hanımefendinin iradesidir. Biz provalarda bile ağlıyorduk. Çok heyecanlıydık ama inanın beklediğimizin ötesinde karşılandı. Çok ağlandı. Çok duygulandık, kahramanlık ve milli duygularımız çok yükseldi.”
Alptekin, ilk temsilde kısıtlı izleyiciye ulaşıldığını ifade ederek, “Önümüzdeki dönem yeni opera-bale sezonu açıldığında, eylülden itibaren inşallah Atatürk Kültür Merkezi’nde ya da diğer sahnelerimizde, diğer şehirlerimizde izleyiciyle buluşmasını hedefliyoruz. Umarım herkes izleyip aynı şekilde bu duygularda buluşacak. Bu eserde özellikle Mersin operasından çok arkadaşımız vardı. Sonraki hedef olarak Mersin, Antalya diye devam etmesi mantıklı görünüyor.”
Alptekin, eserin önümüzdeki dönemlerde yurt dışında da sahnelenmesinin planlandığını dile getirdi.
Çalışmalar 500 kişilik ekiple 6 ay sürdü
Fecir Alptekin, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı kadrolarla, Devlet Opera Balesi, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) ve 6 ayrı şehrin devlet senfoni orkestraları, Devlet Çok Sesli Korosu, Devlet Sahne Sanatları, Devlet Türk Halk Müziği, Tasavvuf Müziği Topluluğu ekipleri ile birlikte 500 kişiyle, 6 ay süren çalışma sonucu eserin ortaya konduğunu kaydetti.
Alptekin, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in de projenin danışmanlığını üstlendiği bilgisini vererek, “Bütün birimler ayrı ayrı çalıştıktan sonra Külliye sahnesinde bir araya geldiler. 56 günlük prova sürecinin ardından sahneye çıktık. Gururla söyleyebilirim ki bütün arkadaşların olağanüstü şekilde dört elle sarılması, sabahlara kadar yorulmadan çalışmaları sonucu bu eser ortaya çıktı.” dedi.
Alptekin, projede emeği geçen CSO Şefi ve Müzik Direktörü Cemi’i Can Deliorman, yönetmen Bora Severcan ile koreograflar Özgür Adam İnanç ve Serbülent Biçer’e de teşekkürlerini iletti.