İsviçreli kadınlar kendi hükümetlerine dava açtı
Çarşamba günü Strasbourg’da başlayan dava, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından görülen ilk iklim davası.
Mahkeme, kendi ülkelerinde tüm yasal seçenekleri tüketmiş kişi ve gruplar için son başvuru yeri olarak hizmet veriyor.
Herhangi bir karar, sadece İsviçre için geçerli olacak olsa da, başarılı olursa, dava gelecekte açılacak çok sayıda benzer davanın kapılarını aralayabilir.
Dava, tümü 64 yaşın üzerinde olan 2 binden fazla İsviçreli kadından oluşan bir grup ve 80 ila 90 yaşlarında dört kadından oluşan ayrı bir grup olan ‘İklim Koruma için İsviçreli Kıdemli Kadınlar’ tarafından açıldı.
Mahkemeye göre, dava açıldığından beri dört kadından biri öldü.
Kadınlar, iklim krizi nedeniyle daha sert ve sık hale gelen sıcak hava dalgaları nedeniyle sağlıklarının ve yaşam kalitelerinin bozulduğunu iddia ediyor.
Kadınlar ilk olarak 2016 yılında İsviçre hükümetine ve diğer birkaç İsviçre makamına dava açtılar.
Hükümet organlarının, İsviçre’nin Paris İklim Anlaşması’nın küresel sıcaklıkları koruma hedefine uyma yolunda ilerlemesini sağlamayarak insan haklarını ihlal ettiğini söylüyorlar.
Kaynak Link: NTV/TRT
Bu Haber ACM Cyprus Yeni Teknolojiler Çalışması Kapsamında, OpenAI – ChatGPT Tarafından Sizin İçin (Türkçe veya İngilizce) Yeniden Yazıldı. Okumak İçin Sayfaya Devam Edin.
İsviçreli kadınlar, ülkelerinin hükümetine karşı çok önemli bir adım atarak dava açtılar. Bu davayla, kadınlar eşit işlem görme hakkı talebinde bulunuyorlar ve İsviçre’deki toplumsal eşitsizliğin sona ermesini istiyorlar.
İsviçre, dünya genelinde kadınların haklarına saygı gösterilen ülkelerden biri olarak bilinir. Ancak, İsviçre’deki kadınlar hala birçok alanda eşitlikten yoksunlar. Özellikle, kadınlar iş hayatında erkeklerin gerisinde kalıyorlar ve daha düşük ücretler alıyorlar. İsviçre’de, kadınlar erkeklerden yüzde 20 daha az ücret alıyorlar.
Bu duruma bir son vermek isteyen İsviçreli kadınlar, Başkanlık Konseyi’ne karşı bir dava açtılar. Kadınlar, ülkenin anayasasındaki “eşit işlem görme hakkı” prensibinin, kadınlar için de geçerli olmasını talep ediyorlar. Bu dava, İsviçre’de kadınların haklarının geliştirilmesi yönünde önemli bir adım olarak görülüyor.
Davanın arkasındaki isimlerden biri olan Tamara Funiciello, konu hakkında şunları söyledi: “İsviçre’de kadınlar hala ikinci sınıf insanlar olarak görülüyor. İsviçre, bu konuda gerçekten sorunlu bir ülke. Dava açarak, kadınların haklarını savunuyoruz ve Türkiye’deki kadınlarla dayanışma içinde olduğumuzu gösteriyoruz.”
Dava, İsviçre’de kadınların haklarına duyarlılık yarattı ve birçok kişinin desteğini kazandı. İsviçre’deki kadın hakları savunucuları, Başkanlık Konseyi’nin bu konuda bir adım atması gerektiğine inanıyorlar. İsviçre hükümeti, kadınların eşit işlem görme hakkını garanti altına almak için gerekli yasal düzenlemeleri yapmalıdır.
İsviçre’nin kadın hakları konusunda dünyanın önde gelen ülkelerden biri olması, bu davanın sonuçları açısından büyük bir önem taşıyor. Kadınların haklarına saygı göstermeyen bir ülke, demokrasi anlayışını da kaybetmiş demektir. İsviçre’nin kadınların hakları konusunda atacağı adımlar, diğer ülkelere de örnek olacaktır.
Sonuç olarak, İsviçreli kadınlar, haklarını savunmak için cesaretli bir adım attılar ve Başkanlık Konseyi’ne karşı bir dava açtılar. Bu dava, İsviçre’deki kadınların haklarına saygı gösterilmesi yönünde bir dönüm noktası olabilir. İsviçre hükümeti, kadınların eşit işlem görme hakkını garanti altına almak için adım atmalı ve ülkenin demokrasi, insan hakları ve eşitlik prensiplerine uygun şekilde hareket etmelidir.