Birçok ödüle aday olması bekleniyor! Günahkarların yönetmen ve başrolü CNN TÜRK’te –

YÖNETMEN COOGLER’IN “GÜNAHKARLAR” FİLMİNDE BAŞROLDE
Sadece kameraların önünde değil, arkasında da birbirine tutunan bir ortaklık… Son olarak “Günahkarlar” filminde iş birliği yapan yönetmen Ryan Coogler ve Michael B. Jordan, CNN TÜRK’e konuştu.
Beşinci kez bir filmde buluşan yönetmen Coogler, Michael B. Jordan ile kurduğu yaratıcı ortaklığı anlattı:
“Set dışında çok fazla birlikte vakit geçiremiyoruz. Çünkü genelde ikimiz de oldukça meşgulüz. Ayrıca aile babasıyız. Mike’ın boş zamanı olduğunda kardeşi, kız kardeşi, yeğenleri, annesi babasıyla oluyor. Artık bir işi de var. Benim için de aynı şekilde. Haberleşiyoruz. Büyük anları kaçırmamaya çalışıyoruz.” dedi.
YÖNETMEN RYAN COOGLER İLE BEŞİNCİ FİLMİNİ ÇEKTİ
Aylarca süren yoğun çekim dönemlerinde, iki dostun her gün birlikte çalıştığını söyleyen Coogler, bunu “zor geceler arasında bir armağan” olarak tanımlıyor. Sohbetin ilerleyen bölümünde yönetmen, sinema zevkinin çocuklukta şekillendiğini söylüyor. Bir yanda sert şehir dramlarını seven babası, diğer yanda yüksek sanat zevkine sahip annesi…
Coogler, “Her iki ebeveynim de sinemaseverdi. Babam sert şehir dramlarını, spor filmlerini severdi, askeri filmleri severdi. Böyle, puro içilip izlenen filmler ilgisini çekerdi. Westernler… Annem ise daha yüksek sanat zevkine sahipti.” şeklinde konuştu.
FİLMİN MÜZİKLERİ İSE AYRI BİR TUTKU ORTAYA ÇIKARIYOR: BLUES…
Michael B. Jordan, “Sanırım yeni keşfettiğim bir aşk benim için. Daha önce Blues dinliyordum ama şimdi başka bir kulakla dinliyorum. Bu süreç boyunca müziği çok inceleyince, köklerini ve ne kadar çok türü etkilediğini daha iyi anladım. Bugün dinlediğimiz pek çok müzik türünün temelinde bu var. Hepsinin aslında Delta Blues’tan doğduğunu anlamak. İşte bu benim için en büyük anlamı. Bu süreç boyunca yaptığım keşif.” ifadelerini kullandı.
Sanatın seyirciyle buluşurken hem sade hem katmanlı olabilmesi gerektiğini söyleyen Coogler, filmlerinde bu dengeyi aradığını vurguluyor:
“Biri bir buluşma gecesinde gelip mısırını yiyerek ‘Harikaydı’ diyebilsin. Ama aynı zamanda bir sinemasever de içindeki tüm katmanları görebilsin.”




