Based on this information, write a new short title in Turkish: SATRANCA KARŞI MONOPOLY: Trumpın Nobel arayışı, Putinin soğuk stratejisi

According to this information, write a new article in Turkish:
BU yazı kaleme alındığında Alaska’daki Trump-Putin görüşmesi henüz başlamamıştı. Siz bu satırları okurken iki başkan basının karşısına çıkıp Ukrayna savaşının sona erdiğini ilan etti mi bilemiyorum.
Fakat toplantının sonucu ne olursa olsun, Amerikan ve Rus bakış açısında bir değişikliğe yol açmayacağından neredeyse eminim.
ABD Başkanı Trump’ın uzun süredir Nobel Barış Ödülü hayali kurduğu sır değil.
Geçen hafta Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki görüşmede bu en net haliyle kameralara yansıdı.
Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev kusursuz İngilizcesiyle Trump’ın bu ödül için aday gösterilebileceğini açıklarken ABD Başkanı mutluluğunu gizleyemiyordu.
Trump için iktidara gelmeden önce “Bir gün içinde bitireceğini” söylediği Ukrayna-Rusya savaşı da artık Nobel mücadelesinin en önemli ayağı.
Fakat iki liderin hem düşünce tarzı hem hamle biçimi taban tabana zıt.
SATRANCA KARŞI MONOPOLY
ABD Başkanı, siyaseti daha çok bir Monopoly oyunu gibi görüyor. Kapitalizmin sıkıştırılmış hali olan bu oyun en hızlı şekilde bütün bölgelere, unvanlara sahip olmak üzerine kuruludur.
Trump da dünya siyasetinde aynı şeyi kendisi için istiyor. Papa’nın ölümünden sonra yeni Papa seçimine ilişkin fikri sorulduğunda “Keşke ben seçilseydim. Hayatta en çok Papa olmayı isterdim” cevabını vermesi tam bu yüzden.
Trump Ukrayna’da çözümden ziyade hızlı bir sonuç alma peşinde. Onun için toprak veya madenlerden feragat etmekle, ekonomik teşvik ya da tehditler aynı kapıya çıkıyor.
Putin ise siyaset sahnesinde hep soğukkanlı bir satranç oyuncusu oldu. ABD’li güvenlik danışmanı Brzezinski’nin Soğuk Savaş sonrasına yön veren ‘Büyük Satranç Tahtası’nı kendine uyarladı.
Uzun yıllardır karşılaştığı her mücadelede kendisi için geçerli bir çıkış yolu bulabildi. Bugün ise ABD Başkanı’nın aksine ne barışa ne de karşısındaki iradeye çok güveniyor. Ama şu anda en çok ihtiyacı olan şey, uluslararası alanda kabul görmek. O da masanın diğer tarafında bulunuyor.
Şimdi tarihi bir kavşak bu iki zıt karakteri buluşturdu. Potansiyel bir barış, birine Nobel ödülü diğerine dışlandığı Batı dünyasına “dönüş” imkânı sunuyor.
Fakat denklem çok boyutlu. Oyun Monopoly’ye mi, satranca mı dönecek, bekleyip göreceğiz…