Son Dakika

Can Holding’e soruşturmasında “yasa dışı gelirlerin mali sisteme entegre edildiği” tespiti

 

Hostinger


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılınca Can Holding yetkilileriyle ilgili “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “yönetme”, “kurulan örgüte üye olma”, “suçtan elde edilen mal varlığı değerlerini aklama” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlarına yönelik soruşturma sürüyor.


Soruşturma kapsamında tutuklanması talep edilen 11 şüpheli hakkında savcılığın sulh ceza hakimliğine gönderdiği sevk yazısında, Can Holding bünyesindeki şirketler üzerinden elebaşılığını Kemal Can ve Mehmet Şakir Can’ın yaptığı suç örgütünün “mal varlığı değerlerinin aklanması” amacına hizmet ettiği ifade edildi.


Yazıda, şüpheli Kemal Çimen’in örgüt hiyerarşisi dahilinde Garanti Marketçilik AŞ, Edirnepet Akaryakıt İstasyonları İşletmeciliği AŞ, Çorlu Benzin İstasyonu İşletmeciliği AŞ, Çantaköy Petrol AŞ, Babaeski Petrol AŞ, Hayrabolu Petrol AŞ, Keşan Petrol AŞ, Trakya Benzin İstasyon İşletmeciliği AŞ, Malkara Benzin İstasyonu İşletmecilği, Tekirdağ Benzin İstasyonu İşletmeciliği, Lüleburgaz Petrol AŞ, Ev-Fa Hersekli Turizm Petrol Ür. Tic. Ltd. Şti isimli şirketler aracılığıyla “Bayi Kazanım Katkı Payı ve Kurumsal Kimlik Bedeli” adı ile sahte faturalar düzenlendiği, aklama faaliyetinde bulunduğunun tespit edildiği belirtildi.


Alınan tape kayıtlarında Kemal Çimen oğlu olan şüpheli Devran Çimen’e para yatırılmamasına ilişkin olarak söylemlerde bulunduğu aktarılan yazıda, Devran Çimen’in ise Doğa Okullarının yetkilisi olduğu, ancak sorulan sorulara cevap veremediği, hatırlamadığını beyan ettiği, şirketlerin devir hususlarına ve devredilme yöntemlerine dair açıklamalarda bulunamadığı vurgulandı.


Yazıda, suç örgütünün aklama faaliyetine iştirak ettiğinin anlaşılması üzerine Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldığı, daha sonra ise yetkisizlikle dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği kaydedildi.


“Sürekli değişen şirketlerin birbirine sahte fatura kesmesiyle vergi kaçakçılığı yapıldı”


MASAK’ın 22 Ağustos 2024’te gönderdiği raporda, Can Holding bünyesinde enerji ve teknoloji sektörüne ait birçok firma bulunduğu belirtilen yazıda, İstanbul Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü’nce gönderilen raporda ise, söz konusu holdingin, dayanıklı tüketim ve elektronik eşya üretimi yapan firmaların kontrolünde, hurda eşyaların geri dönüştürülmesindeki ÖTV muafiyetinden yararlanmak için sürekli değişen şirketlerin birbirine sahte fatura kesmek yöntemiyle vergi kaçakçılığı yaptıkları vurgulandı.


Akaryakıt sektöründe ise “Enerji Petrol Ürünleri AŞ” isimli dağıtıcı firmanın gerçek bir mal hareketi olmadığı izlenimi bulunan yüksek tutarlı fatura alışverişinin olduğu, fiziki akaryakıt kaçakçılığı yaptığına dair herhangi bir tespitin bulunmadığı, kayıtsız-faturasız akaryakıtı piyasaya sürmesi yönünden emareler bulunduğu, bayileri ile birlikte sahte fatura kullanımı yoluyla KDV ve Kurumlar Vergisi üzerinden vergi ziyaı gerçekleştirmeyi amaçladıkları kaydedilen yazıda, böylece devleti vergi gelirleri yönünde zarara uğrattıkları ifade edildi.


Yazıda, bu tespitlere göre Can Holding’e genel olarak bakıldığında belirtilen iki alanda olduğu gibi farklı sektörlerde de faaliyet gösteren tüm şirketlerin sahte belge kullanımına bağlı olarak vergi kaçakçılığı yaptıklarının anlaşıldığı aktarıldı.


Kenan Tekdağ hakkındaki tespitler


Şüphelilere ilişkin yapılan değerlendirmelere yer verilen yazıda, şüpheli Mehmet Kenan Tekdağ’ın örgütün medya kanadından sorumlu olduğu ve Can ailesi ile irtibat ve iltisaklarının tespit edildiği, Park Holding bünyesinde üst düzey yöneticilik ve hukuki danışmanlık yaptığı ifade edildi.


Yazıda, Park Holdingin bünyesinde bulunan Show TV, HaberTürk TV gibi yayın kuruluşlarının Can Yayın Holding’e satılması ile Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapmaya devam ettiği, şüphelinin örgüt yöneticilerine bağlı olarak şirketleri fiilen yönettiği belirtildi.


Şüpheliler Kemal Can, Murat Can ve Mehmet Şakir Can hakkında kamuoyunda olumsuz birçok bilgi ve belgelerin yer aldığı, bu nedenle şüphelilerin etkinliğinin artırılması ve kendilerinin reklam çalışmasını yapmaya çalışmaları nedeniyle, Ciner Medya olarak bilinen yayın grubunu satın almaya yöneldikleri ifade edilen yazıda, Can Grubunun satın alınması sonucunda Kenan Tekdağ’ın medya sektöründe söz sahibi bir kişilik haline geldiği, Can Holding’in ise kuvvetli medya gücüne ulaştığı anlatıldı.


Yazıda, Ciner Medya Grubu’nun el değiştirmesi sürecinin, finansal güç, siyasal etki, kamuoyu desteği veya kitle kontrolü elde etme amaçlanan stratejik bir girişim olarak değerlendirildiği, Can Holding’in medya sektörüne giriş yaparak hem kamuoyu üzerindeki etkinliğini artırmayı hem de mevcut ekonomik gücünü meşrulaştırmayı amaçladığı aktarıldı.


Can grubu ve Mehmet Kenan Tekdağ’ın, Ciner Medya Grubu’nun satın alınması sürecinde çıkar birliği içerisinde hareket ettiğinin tespit edildiği vurgulanan yazıda, Ciner Medya Grubu’nun alınmasında şüpheli Tekdağ’ın doğrudan finansman sağlamak yerine, para trafiğini yönlendiren, ilişkileri organize eden ve Can ailesinin görünürlüğünü minimize eden bir aracı konumunda hareket ettiğinin anlaşıldığı, Tekdağ’ın bu rolüyle, hem medya grubunun satın alınması hem de sonrasında holding yapısı içinde işletilmesi sürecinde kilit aktörlerden biri olduğu belirtildi.


Yazıda, kolluk fezlekesi, gizli tanık beyanları, MASAK Raporları, vergi teknik raporları, şüpheli savunmaları ve tüm soruşturma dosyası birlikte değerlendirildiğinde, Can Grubu ve altında birçok şirketin bulunduğu, bu şirketlerin paravan şirketler olarak fatura kesme, borç-alacak ilişkilerinin mahsuplaştırması, Varlık Barışı Kanunu ve kaynağı belli olmayan nakit girişleri kullanılarak yasa dışı gelirlerin gizlenmesi, gerçek ticari işlemler ile suç gelirlerinin birbirine karıştırılarak yasal sistem içine entegre edilmesi, farklı kişiler üzerinden yürütülen hem şirket içi hem de yurt dışı işlemler şeklinde hareket ettiklerinin anlaşıldığı vurgulandı.


“Paravan şirketler, yasa dışı gelirlerin mali sisteme entegre edilmesinde aracılık yaptı”


Şüphelilerin rol dağılımına yer verilen yazıda, Enerji Petrol AŞ merkez ve alt bayiler, sahte faturaların düzenlenmesi ve kullanımında görevli paravan şirketler, yasa dışı gelirlerin mali sisteme entegre edilmesinde aracılık yapan unsurlar, yönetici ve gerçek kişiler, hem organizasyonu yönlendiren hem de suç gelirinin dolaşımını kontrol eden aktörler olduğu aktarılan yazıda, suç gelirinin kaynağını gizlemek ve meşru bir gelir izlenimi vermek amacıyla birden fazla şirket ve kişi üzerinden koordineli şekilde hareket ettikleri kaydedildi.


Yazıda, şüphelilerin fatura düzenleme, kullanma ve kamu zararına dolandırıcılık eylemleri ile aklama suçunu öncül suç olarak sistematik şekilde uyguladıkları, söz konusu işlemlerin tekrarlanması, çok sayıda şirket ve kişi üzerinden yürütülmesi ile örgütlü mali suç yapılanması içerisinde faaliyet yürüttüklerinin değerlendirildiği anlatıldı.


Tüm tespitlere göre, şüphelilerin suç örgütü içerisinde yer alarak faaliyet yürüttükleri aktarılan yazıda, mevcut delil durumları, kaçma şüpheleri ve ifadelerinin suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, eylem birliği içerisinde hareket ettikleri, üzerlerine atılı suç yönünden alabilecekleri cezanın üst miktarı dikkate alındığında, kaçma şüpheleri bulunduğu ve adli kontrol tedbirinin yetersiz kalacağı aktarıldı.


Yazıda, bu kapsamda şüpheliler Adnan Yıldız, Mehmet Kenan Tekdağ, Mustafa Şahin, Nurettin Paksoy, Tuncay Şahin, Abdulselam Yıldız, Emin Şahin, Mehmet Remzi Sanver, Mehmet Sıddık Kaya, Nuhzafer Metin ve Serap Özgür’ün tutuklanmalarına karar verilmesi talep edildi.

Kaynak

Pools Plus Cyprus

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Stallion Gayrimenkul Yatırım Danışmanlığı
Başa dön tuşu