Depremden sonra ’10 dakika dalga’ detayı! “Daha büyük tsunami oluşturabilir” diyerek açıkladı: “Deniz tabanında kritik durum olabilir”
Türkiye üst üste gerçekleşen depremlerle panik havasına kapılırken en büyük korkulardan biri de tsunami tehlikesi oldu. Hatay merkezli depremin ardından Kandilli Rasathanesi ve AFAD tsunami uyarısı yayımlamış, ardından risk olmadığı belirtilerek uyarılar geri çekilmişti. Prof. Dr. Yalçıner, konuya ilişkin kıyıdan 100 kilometre içeride ve 6.5 büyüklüğünden daha büyük olan depremlerde denizde hareket oluşması ve heyelan yaratması olasılıklarına dikkat çekerek “O nedenle Kandilli Rasathanesi bütün kuralları uygulayarak uyarı vermiştir” değerlendirmesinde bulundu. Yalçıner ayrıca depremin karada olmasının denizde hareketliliğe yol açmayacağı anlamına gelmediğini belirtti.
‘KÜÇÜK GENLİKLİ TSUNAMİ’ TESPİT EDİLDİ
ODTÜ Kıyı ve Deniz Mühendisliği Araştırma Merkezi Başkanı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, 7 kişilik ekibi ile birlikte, TÜBİTAK 1002 C Hızlı Destek Programı çerçevesinde, ‘İskenderun Körfezi Kıyı Yapıları Ve Doğu Akdeniz’deki Tsunami Değerlendirmeleri’ araştırmasını tamamlayarak raporlaştırdı. Raporlaştırılan çalışmalarda Hatay Arsuz, Mersin Erdemli, Kuzey Kıbrıs Gazimagusa ve Girne’de küçük genlikli tsunami oluştuğu tespit edildi.
10 DAKİKA DALGA OLUŞTU
Su düzeyi değişimleriyle oluşan dalgaların istasyonlara varış zamanları ve dalgaları analiz edildi. Buna göre İskenderun-Arsuz ölçüm istasyonuna ilk dalganın 25. dakikada, en yüksek dalga tepesinin 33. dakikada ulaştığı, bu istasyonda yaklaşık 10 dakika dalga oluştuğu saptandı. Gazimağusa istasyonunda ise ölçülen en yüksek dalganın 17 santimetre ile yaklaşık 65. dakikada, Erdemli istasyonunda 14 santimetre ile yaklaşık 48. dakikada ve Girne istasyonunda ise 10 santimetre ile yaklaşık 48. dakikada gerçekleştiği belirlendi. Çalışmalarda ODTÜ tarafından geliştirilmiş ‘NAMI DANCE tsunami sayısal modeli’ kullanıldı.
SAMANDAĞ’IN KUZEYİNDE KALEBURNU AÇIKLARI
Ölçüm istasyonlarında kaydedilen su düzeyi değişimlerine neden olan tsunami kaynağının yeri ve oluşma mekanizması da araştırıldı. Çalışmalar sonucunda dalganın ölçüm istasyonlarına varış zamanlarını sağlayan oluşma yerinin Samandağ kuzeyinde Kaleburnu açıkları olarak belirlendi.
Ekip 11-13 Şubat tarihlerinde tsunami izlerini araştırılarak, görgü tanıklarıyla görüşerek, olası kaynakların türleri ve yerlerini belirlemek üzere bilgi toplayarak ve kıyı yapılarında meydana gelen hasarları ve yapı performanslarını araştırmak için bir saha araştırması da gerçekleştirdi. Saha araştırması, İskenderun Körfezi batısında Karataş’ın doğu ucunda Samandağ Çevlik’e kadar kıyıların farklı yerlerinde gerçekleştirildi. Saha araştırmaları sırasında çekilen fotoğraflar grafik haline getirildi. Saha araştırması sırasında elde edilen gözlemler ve bulgulara göre, sarsıntı ile tabandan yükselen sular ve kumlara, deprem öncesi başlayıp deprem sonrası da devam eden şiddetli yağmurla gelen suların da eklenmesi ile çöken alanda su biriktiği belirlendi. Raporun, sahadan edinilecek yeni verilerle güncelleneceği belirtildi.
‘KRİTİK DURUM’ UYARISI: DAHA BÜYÜK TSUNAMİ OLUŞTURABİLİR
ODTÜ Kıyı ve Deniz Mühendisliği Araştırma Merkezi Başkanı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, 4 ayrı istasyonda denizde su düzeyi değişiklikleri ölçüldüğünü belirterek şöyle konuştu:
“Türkiye’de ve dünyada bütün depremler sonrası oluşan tsunamileri anında araştırıp modellemesini yapıp ve dünyadaki bilim adamlarına ulaştıran kurumuz. Bu konuda 25 yıllık deneyimimiz var. Geliştirdiğimiz yazılım ile hem Avrupa Birliği’nin Acil Müdahale Merkezi’nde en güvenli yazılım olarak kullanılmaktadır. Birçok üniversitede ve birçok araştırma merkezinde kullanılmaktadır. Bu tür depremlerin karada olmuş olması da denizde bir hareket yaratmayacağı anlamına gelmez. UNESCO’nun kuralları gereği, kıyıdan 100 kilometre içeride ve 6.5 büyüklüğünden daha büyük olan depremlerde denizde hareket oluşması, belki bir heyelan yaratması ihtimali vardır. O nedenle Kandilli Rasathanesi bütün kuralları uygulayarak uyarı vermiştir. Takip edildiğinde de Arsuz, Erdemli, Gazimagusa ve Girne’de 4 ayrı istasyonda denizde 20 santimetre mertebesinde su düzeyi değişiklikleri ölçülmüştür. Bunlar depremden sonra bir yerden yola çıkan dalganın kıyılardaki ölçüm yerleridir. Dalganın hareketi ve kıyılardaki ölçüm özelliklerini kullanarak bir dalganın nerede nasıl biçimde oluştuğunu bulma şansımız var. Biz onun üzerine gittik. Bu dalga nerede oluştuysa o bölgede deniz tabanında kritik durum olabilir. Başka deprem olacaksa o deniz tabanında hareketlenme ve daha büyük tsunami oluşturabilir.”
“SAMANDAĞ ÇEVLİK’TE DENİZ TABANINDA HAREKETLENME OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI”
Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, Samandağ-Çevlik’te deniz tabanında bir hareketlenme olduğu ortaya çıktığını belirterek şunları söyledi:
“Cihazların bize verdiği bilgiler, oluşma mekanizmasını anlamaya yardımcı olur. Öncelikle kayıtları daha sonra yerine gidip balıkçı barınakları, kıyı tesislerinde o sırada teknede, denizde, kıyıda bulunan balıkçıların yaşadıklarını öğrenerek oluşan dalganın davranışını anlamaya çalıştık. Örneğin, Samandağ Çevlik’te bizim tahmin ettiğimiz yerde biraz kuzeyinde denizde bir dalganın oluştuğunun ihtimali üzerinde duruyorduk. Modelleme çalışması ile bunun yerini bulmak üzere tahminde bulunmuştuk. Sonra gidip yerinde yaptığımız incelemelerde balıkçılardan aldığımız bilgilerle deniz tabanında bir hareketlenme olduğu ortaya çıktı. Sonraki 6.4 olan depremde aslında 10 santimetre mertebesinde küçük bir dalga yine oluştu. Kandilli Rasathanesi 8 dakika sonra zamanında uyarıyı verdi. Bu en erken verilebilecek bir süreydi. Oradaki oluşan dalganın üzerine de çalışmalar sürüyor.”
Denizdeki oynamalar ve dalga oluşumları üzerine çalışmaların devam ettiğini belirten Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner şöyle devam etti:
“Bunlar zor çalışmalar, şu an belli bir bulgulara ulaşmaya çalışıyoruz. Daha sonraki yıllarda fayın hangi yöne gitmesi durumunda denizdeki oynamalar ve dalga oluşumları üzerine bilgiler üretmeye çalışıyoruz. Ölçülen su düzeyi değişimlerinin başladığı noktayı geriye çözerek buluyoruz. Onların buluştuğu yerde Samandağ’ın kuzeyinde bölgede olduğu işaret ediyor. Bunun daha fazla ayrıntı ile ortaya çıkarılması deniz araştırmalarını gerektiriyor. Denizde gel git dalgası olur. Bunu ölçen cihazlar vardır. O cihazlar birçok kıyıda var. Bu cihazlar su düzeyinin değişikliğini bize bilgi olarak veriyor. Tsunaminin özelliklerini veren sinyaller sanki kalp grafiğinden kalbin yapısını anlamak gibi o cihazların gösterdiği su düzeyi değişikliğinden onun nerede oluştuğunu anlamak gibi benzeştirebiliriz.”
(DHA)