“Dezenformasyonla mücadeleyi milli bir vazife olarak görüyoruz”
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Medya Etiği Bağlamında Olağanüstü Dönemlerde Doğru Habercilik Paneli”ne katıldı.
Altun, burada yaptığı konuşmada, dezenformasyonun her alanda bir tehdit olarak kendisini daha fazla göstermeye başladığını söyledi. Dezenformasyonla mücadelede TRT ve Anadolu Ajansı’nın önemine değindi.
“Türkiye’yi darbeler ve ekonomik saldırılarla dizayn etmeye çalışıp başarılı olamayanlar, bugün maksatlı yalan bilgi ve dezenformasyonla bunu yapmaya çalışıyor.” dedi.
Altun, şunları kaydetti;
Dezenformasyon bugün bireysel, toplumsal ve ulusal güvenlik açısından bir tehdit olarak her geçen gün daha fazla karşımıza çıkıyor. Ülkemizi ve kurumlarımızı yıpratma girişimleri, siyasetten medyaya birçok alanda çok boyutlu saldırılarla yürütülüyor. Yalan haber ve dezenformasyon, yapay toplumsal kutuplaşmalar oluşturmak, siyasal istikrarı bozmak için bugün araçsallaştırılıyor.
“Dezenformasyonla mücadeeyi milli bir vazife olarak görüyoruz”
Vaktiyle Türkiye’yi askeri darbeler ve ekonomik saldırılarla dizayn etmeye çalışıp başarılı olamayanlar, bugün maksatlı yalan bilgi, dezenformasyon ile bunu yapmaya çalışıyor. Bu açıdan biz dezenformasyonla mücadeeyi milli bir vazife olarak görüyoruz. Bu noktada gerek TRT gerek Anadolu Ajansı ve gerekse milli medya kuruluşlarımız bu süreçte çok ciddi etkinlik ortaya koyuyorlar ve bu mücadlenin baş aktörleri olarak sahnede rol alıyorlar.
Depremin yaralarını sarma çabalarını yanında bir de dezenformasyon içerikli haberlerin paylaşımların doğrusunu aktarmak, bilgi kirliliğini gidermek için yoğun çaba sarf ettik.
Kaynak Link: NTV/TRT
Bu Haber ACM Cyprus Yeni Teknolojiler Çalışması Kapsamında, OpenAI – ChatGPT Tarafından Sizin İçin (Türkçe veya İngilizce) Yeniden Yazıldı. Okumak İçin Sayfaya Devam Edin.
Dezenformasyonla mücadeleyi milli bir vazife olarak görüyoruz. Bu kavram, son yıllarda oldukça popüler hale gelmiştir. Sözlük anlamı ise, yanıltıcı bilginin yayılmasına karşı mücadele etmektir. Dünya genelinde dezenformasyon çok yaygın hale geldiği için, ve bu da birçok soruna yol açabildiği için, çok önemlidir.
Dezenformasyon, halkın istekleriyle yönetilebilen demokratik bir toplumda en büyük tehdit olarak kabul edilir. Birçok ülkede, dezenformasyonun oluşturduğu sorunlarla başa çıkmak için çeşitli önlemler alınmaktadır. Özellikle son yıllarda, sosyal medyanın da ortaya çıkmasıyla dezenformasyon konusunda ciddi bir artış yaşandığı görülmektedir.
Dezenformasyonla mücadeleyi milli bir vazife olarak görmemiz, yalnızca bu sorundan kaynaklanan sorunların çözümüne değil, aynı zamanda birliğimiz ve beraberliğimizin korunmasına da katkı sağlayabilir. Bu, geniş kitlelerin bir arada hareket etmesini sağlayacak ve toplumun geneline yönelik bir bilinç oluşmasına yol açacaktır.
Dezenformasyonla mücadele etmek, birçok farklı alanda yapılabilir. Bunların en önemlileri arasında, doğru bilgiye erişim sağlamak, yanlış bilgiyi aktaran kaynakları belirlemek ve halkın güvenliğini ve refahını korumak için etkili bir şekilde bilgilendirmektir.
Bunun yanı sıra, dezenformasyonla mücadeleyi milli bir vazife olarak görüyoruz, çünkü bu konuda hükümetin de etkili bir rol oynaması gerektiğine inanıyoruz. Halkın doğru bilgiye erişim sağlaması, ancak hükümetin etkin bir şekilde çalışmasıyla mümkündür.
Dezenformasyonla mücadele etmek, aynı zamanda düşünce özgürlüğüne ve demokrasiye zarar vermemelidir. Herkesin görüşlerine saygı duyulmalı ve herkesin görüşlerini özgürce ifade etmesine izin verilmelidir. Ancak, yanlış bilgiyi yayma amacı taşıyan kişiler, ellerindeki bilgilerin doğruluğuna dikkat etmek zorundadır.
Sonuç olarak, dezenformasyonla mücadeleyi milli bir vazife olarak görüyoruz. Halkın doğru bilgiye erişim sağlaması, hükümetin etkili bir şekilde çalışması ve herkesin görüşlerinin özgürce ifade edilmesi, dezenformasyonla mücadeleyi başarılı kılmak için önemlidir. Bu mücadele, sadece yasal düzenlemeler ve hükümetin çabalarıyla değil, aynı zamanda bireysel katkılarla ve toplum olarak bir araya gelerek sağlanabilir.