Girişimsel Radyoloji ve fonksiyonel tıp yaklaşımı nedir?
Günümüzde girişimsel radyoloji sayesinde birçok hastalık ameliyat ve hatta çoğu zaman anesteziye ihtiyaç olmadan tedavi edilebilmekte ve fonksiyonel tıp yaklaşımları, koruyucu hekimliğin önemini anlayan insanlar tarafından daha fazla ilgiyle takip edilmektedir.
Fonksiyonel tıp nedir?
Fonksiyonel tıp yaklaşımında, kişinin genetik ve metabolik özellikleri dikkate alınarak kişiye özel bir tıp yaklaşımı ortaya konur, bu özelliği nedeniyle geleceğin tıp yaklaşımı olarak kabul edilir. Fonksiyonel tıp, bir şekilde klasik tıp yaklaşımında çok üzerinde durulmayan eksik bırakılan kişiye özel olma, hayat tarzı ve beslenme değişiklikleri konularında da destek sağlayarak daha etkin bir tedavi sağlamayı hedefler.
Fonksiyonel tıp yaklaşımı birçok hastalıkta fayda sağlar
Fonksiyonel tıp özellikle kronik yani uzun dönem devam eden inflamatuar hastalıklarda çok faydalıdır. Ayrıca vücudumuzun kendi bağışıklık sisteminin kendisine saldırdığı haşimato, fibromiyalji, romatizmal hastalıklardan kalp hastalıklarına kadar çok geniş spektrumdaki otoimmün hastalıklarda çok etkili olabilmektedir.
Ayrıca henüz ciddi bir hastalık düzeyinde olmayan ancak insanların hayat kalitesini önemli ölçüde etkileyen kilo verememe, insülin direnci, cilt kuruluğu, saçların dökülmesi, adet öncesi hassasiyetlerin fazlalığı (premenstrüel sendrom), östrojen baskınlığı, fibrokistik meme ya da kronik yorgunluk gibi rahatsızlıklar da fonksiyonel tıp bakış açısıyla tedavi edilebilmektedir.
Girişimsel radyoloji nedir?
Girişimsel radyoloji, modern tıp teknolojisinin gelişmesiyle eskiden sadece ameliyat ile tedavi edilebilen hastalıkların ameliyatsız yöntemler ile tedavi edilebildiği yeni bir bilim dalıdır.
Modern yöntemler ile hastalıklar ameliyatsız tedavi edilebilir
Varis tedavisi, meme kitlelerinin (fibroadenom) tedavisi, tiroid nodüllerinin tedavisi ve başta karaciğer olmak üzere bazı kanserler artık ameliyatsız olarak sadece lokal anestezi ile tedavi edilebilmektedir.
Varis tedavisi: Kılcal varisler ve oldukça büyük ve ciltten kabarık olarak izlenen varisler ultrason eşliğinde lokal anestezi ile lazerle tedavi edilebilir. Hastalar sadece 20 dakika gibi kısa bir sürede tedavisini olup tekrar günlük hayatına dönebilir.
Tiroid nodülleri: Tiroid nodülleri özellikle iyi huylu ise ameliyatsız tedavi için çok uygundur. Boyutları 4 cm’yi aşmamış olan tiroid nodülleri tek seansta tedavi edilebilmektedir. Nodüller radyofrekans ya da mikrodalga yöntemleri ile ısı etkisi ile kurutulur.
Meme kitleleri: Ameliyatsız tedaviler sıklıkla iyi huylu kitleler için kullanılır. İçi sıvı dolu olanlar ya da katı olan iyi huylu kitleler çok başarılı şekilde ameliyatsız olarak tedavi edilebilir. Tedaviler bir iğne deliğinden vakumlu özel bir iğne ile gerçekleştiği için sadece lokal anestezi ile yapılabilmektedir. Bu yöntem ayrıca vücutta herhangi bir ize neden olmamaktadır. Kadınlar bu nedenle son yıllarda fibroadenom benzeri kitlelerini ameliyatsız olarak aldırmayı tercih ediyorlar. Ayrıca son dönemde çok erken dönemde yakalanan meme kanserleri de kriyoablasyon denen kitleyi buz haline getirerek kurutan bir teknik ile tedavi edilebilmektedir.
Kaynak Link: BRTK/NTV/CNN
Bu Haber ACM Cyprus Yeni Teknolojiler Çalışması Kapsamında, OpenAI – ChatGPT Tarafından Sizin İçin (Türkçe veya İngilizce) Yeniden Yazıldı. Okumak İçin Sayfaya Devam Edin.
Girişimsel radyoloji ve fonksiyonel tıp yaklaşımı, günümüz tıbbında giderek artan bir ilgiyle karşılaşmaktadır. Bu yaklaşım, hastanın tamamlayıcı teşhis ve tedavi yöntemlerini kullanarak, daha iyi sonuçlar alınmasını sağlamaktadır.
Girişimsel radyoloji, radyolojik işlemleri kullanarak hastalıkların teşhis ve tedavisinde etkili olan bir yöntemdir. Bu alanda kullanılan teknikler arasında, ince iğne biyopsisi, embolizasyon, radyofrekans ablasyonu ve manyetik rezonans görüntüleme (MRI) gibi işlemler yer almaktadır. Bu işlemler sayesinde hastalıkların daha doğru tanısı konulabilmekte ve daha etkili bir tedavi planı hazırlanabilmektedir.
Fonksiyonel tıp ise, hastanın metabolizması, hormonal dengesi ve bağışıklık sistemi gibi temel fonksiyonlarının incelenerek, hastalıkların korunması ve tedavisi için kullanılan bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, hastanın vücut sistemlerini bütünsel olarak ele alarak, her sistemi ayrı ayrı değerlendirerek, daha doğru bir teşhis konulmasını sağlar. Bu şekilde, her hastanın benzersiz bir sağlık profilinin oluşması ve buna göre tedavi planlarının hazırlanması hedeflenir.
Girişimsel radyoloji ve fonksiyonel tıp yaklaşımı, birlikte kullanıldığında hastanın tamamlayıcı teşhis ve tedavi yöntemleriyle daha iyi sonuçlar alınır. Bu yaklaşımın en büyük avantajı, hastanın sağlığına yönelik değerlendirmelerin kapsamlı bir şekilde yapılabilmesidir. Bu nedenle, hastaların daha hızlı ve doğru bir şekilde tedavi edilerek, iyileşme sürecinin de hızlandırılması mümkün olur.
Sonuç olarak, girişimsel radyoloji ve fonksiyonel tıp yaklaşımı, günümüz tıbbında giderek daha popüler hale gelmektedir. Bu yaklaşım sayesinde, hastaların birçok farklı hastalık için daha doğru teşhisler konulabilir ve daha etkili bir tedavi planı hazırlanabilir. Bu nedenle, girişimsel radyoloji ve fonksiyonel tıp yaklaşımı, gelecekte tıbbi uygulamalarda önemli bir rol oynayacaktır.