Haşemayla havuza girilmesine izin verilmemesi eşitlik hukukuna aykırı
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Prof. Dr. Muharrem Kılıç, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Ceza Dairesince, bir tatil sitesinde haşema ile havuza girilmesine izin vermeyen sanıklar hakkında verilen 10’ar ay hapis cezasının uygun bulunması ve TİHEK’in daha önce bu yönde aldığı ihlal kararlarıyla ilgili açıklama yaptı.
TİHEK Kanunu çerçevesinde belirlenmiş 15 temeldeki her türlü ayrımcılığın yasaklandığını kaydeden Kılıç, kanunda öngörülen temellerden birinin de din ve inanç temelinde ayrımcılık olduğunu söyledi.
Söz konusu ayrımcılıkla, özel mülklerde havuzların kullanımı ve başka hizmet alanlarında karşılaşılabildiğini belirten Kılıç, “Vatandaşlara bir ayrımcılık yapılması, aynı durumda olanlara ayrımcı muamele sergilenmesi kanunen yasaklanmış durumda.” açıklamasını yaptı.
TİHEK’in daha önce bu konuda yapılan başvurularda ihlal kararları verdiğini anımsatan Kılıç, 2021’de verilen bir kararda, haşema ile havuza girilmesinde sağlık açısından sorun olmadığının raporlandığını, ihlal kararında da bu rapora değinildiğini ifade etti.
“Kişilerin hizmet alırken kısıtlanmaları yasaklanmış durumda”
Kılıç, TİHEK Kanunu ile düzenlenen yasaklama ve düzenlemelerin yanında İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nden başlamak üzere uluslararası sözleşmelerde ve Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesinin 22 numaralı yorumunda da ayrımcılığın yasaklandığını belirtti.
Muharrem Kılıç, “Kişilerin din ve inançlarını temsil eden giyimle kuşamla ya da ritüellerin temsili niteliğindeki durumlar üzerinden ayrımcılığa maruz bırakılması insan haklarına ve eşitlik hukukuna aykırılık teşkil ediyor.” dedi.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yorumları doğrultusunda da hak ve özgürlük alanına ilişkin kısıtlamaların makuliyet ölçüsünü aşacak şekilde yapılmasının yasaklandığını belirten Kılıç, konuyla ilgili yargı makamlarınca verilen kararların da mevcut olduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Kılıç, “Din ve inanç özgürlüğünün herhangi ritüelle olduğu gibi o dinin sembollerinin gösterimi noktasında kişilerin haklarının hizmet alırken kısıtlanmaları, ayrımcılığa maruz bırakılmaları yasaklanmış durumda.” diye konuştu.
Bugüne kadar “haşema” nedeniyle 13 ihlal kararı verildi
TİHEK Başkanı Kılıç, haşema ile havuz kullandırılmaması nedeniyle daha önce verilen kararlara ilişkin, “2020’de ilk kararımızı vermiştik, ayrımcılık yasağının ihlali olarak nitelendirilmiştik. Bir sitede, o sitenin sakini olan bir vatandaşın kendi inancına uygun olan kıyafetle, haşemayla havuza girme isteğinde, diğer vatandaşlara imkan sağlanırken ona sağlanmaması nedeniyle, başvuran kişi hakkında ihlal kararı vermiştik.” dedi.
Kılıç, TİHEK tarafından diğer yıllarda verilen kararlara ilişkin, “2021 yılında da vermiş olduğumuz bir karar vardı. 2022’de 8 karar verdik bu noktada. Yine ihlal kararı verdi kurulumuz. Geçen yıl da 3 karar, yani kurulumuz bu zamana kadar 13 karar vermiş durumda. Bu bir içtihadın, içtihat birliğinin oluştuğu anlamına geliyor.” ifadelerini kullandı.
TİHEK’in verdiği kararlara ilişkin yargı yolunun açık olduğunu dile getiren Kılıç, verilen ihlal kararlarının yargı kurumlarınca uygun bulunduğunu belirterek, “Yani hem yargı kararları hem de kurulumuzun vermiş olduğu kararlar, bunun din ve inanç özgürlüğüne dair bir ihlal olduğunu tespit etmiş durumda.” diye konuştu.
TİHEK’in resen inceleme yetkisi de bulunuyor
Muharrem Kılıç, ayrımcılığa maruz kalanların TİHEK’e başvurabileceklerini, bunu şahsen ya da avukatları aracılığıyla da yapabileceklerini dile getirdi.
Kılıç, TİHEK’e müracaatta herhangi bir başvuru ücretinin bulunmadığını vurgulayarak, “İllerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklar üzerinden ya da doğrudan web sayfamız üzerinden bize başvuru yapabilirler.” ifadelerini kullandı.
TİHEK’e başvuru öncesi, ayrımcılığa maruz kaldığını iddia eden kişilerin, mağduriyetlerinin giderilmesini ilgili kişiden isteme koşulunun bulunduğunu belirten Kılıç, 30 gün içinde yanıt alınmadığı halde, mağdur olduğunu savunanların TİHEK’e başvurabileceğini söyledi.
Kılıç, telafisi imkansız bir durumla karşı karşıya kalınması halinde ise başvuru koşulu aranmaksızın TİHEK’in harekete geçebileceğini belirterek, resen inceleme yetkilerinin de bulunduğunu bildirdi.
Bu mağduriyet durumlarının, hukuk ya da ceza davasına konu olabilecek nitelikte de olabildiğini dile getiren Kılıç, TİHEK’e yapılan başvuruların dava sürelerini durdurduğunu belirterek, bunun herhangi bir mahrumiyet ya da mağduriyete yol açmadığını kaydetti.