Kıbrıs

Oğuz: Bu ülkede hayvan kaçakçılığı var. Bu acı bir gerçektir. Bugün de var, geçmişte de vardı

 

Hostinger

 

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, kamuoyuna da yansıyan hayvan kaçakçılığı konusunda, bunun bugüne kadar bu konuda ciddi bir mücadelenin yapılmamasının bir göstergesi olabileceğine işaret ederek, “Bu ülkede hayvan kaçakçılığı var. Bu acı bir gerçektir. Bugün de var, geçmişte de vardı” dedi.

Güvenlik konusuna ilişkin Polis, Gümrük, Veteriner Dairesi gibi çeşitli kurumlarla işbirliği içerisinde ciddi bir şekilde çalıştıklarını ifade eden Oğuz, ihbarlar üzerine tüm mandıraların sıkı bir şekilde kontrol edildiğini ve bu kontroller sırasında bu durumun tespit edildiğini söyleyerek, halen daha tutulmayanların da olduğunu, soruşturmaların devam ettiğini açıkladı.

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda güncel konuşmalarda tarım konusu da ele alındı.

CTP Milletvekili Fide Kürşat, tarımdaki sorunlara ve artan maliyete ilişkin yaptığı konuşmada, bu sorunların yıllardır devam ettiğini ve sarmal gibi katlanarak arttığını kaydetti.

Kürşat, tarıma ilişkin şura ve çalıştaylar yapıldığını, uzmanların yaptığı öneriler çerçevesinde bir yol haritası ortaya çıktığını ancak tüm bu çıktıların sektöre yansımadığını, sektörün sürdürebilir bir strateji yerine, günlük çözümlerle yönetilmeye çalışıldığını savundu.

En önemli sorunun girdi maliyetleri olduğuna dikkat çeken Kürşat, maliyetlerin artması nedeniyle geçen haftalarda Binboğa’nın yaptığı zammı hatırlattı ve Binboğa yönetimini, kaynakları “har vurup harman savurmakla” suçladı. Kürşat hükümete söz konusu zammı bir ay ertelediği duyumlarıyla ilgili soru yöneltilerek, bu ertelemeyle ne yapılmaya çalışıldığını sordu.

Kürşat, yağmur azlığı nedeniyle verim kayıplarına da değinerek, geçen yıl 300 TL olarak sanonun bugün 1500 TL’lere çıktığını söyledi ve gelir desteklerinin bu tarafa yönlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Tarımsal üretimde bir çok girdi olduğunu söyleyen Kürşat, özellikle alet-ekipman giderlerinde geçen yıla nazaran büyük artışlar olduğunu, tarımsal enflasyonun 300-400’lere çıktığı bir dönemde üreticinin üretim yapıp kar elde etmeye çalıştığını söyledi. Kürşat, bu durumdan üreticinin yanında tüketicinin de mağdur olduğuna dikkat çekerek, mutfakların “yangın yeri” olduğunu söyledi, özellikle “fiyat denetimi” konusunda tedbir alınması çağrısında bulundu.

Kürşat, suyun da tarımsal üretimde büyük bir girdi maliyeti olduğunu kaydederek, son yapılan tüzükle birlikte yüzde 200 oranında artış olacağını ve bunun üretimi etkileyeceğini söyledi; bu konuda bir çalışmanın olup olmadığını sordu.

Maliyetlerin artmasının en önemli etkenlerden birinin bilinmeyen kur farkı olduğunu belirten Kürşat, ülkeye birçok girdinin ithal olarak girdiğini, ithalatçının getirdiği her ürüne eklediği kar farkının yanında, bir bilinmeyen kur farkı eklediğini ifade etti.

Kürşat, elektrik maliyetlerine dikkat çekti. “AKSA’nın varlığı bu memlekette elektrik maliyetini ciddi anlamda artırıyor” diye konuştu ve ihalesiz olarak devamı durumunda bu artışın devam edeceğini savundu.

Kürşat, alternatif yem maddesi üretimi olasılıklarına da değinerek, AB tarafından yürütülen konuya ilişkin proje sonuçlarına yer vererek, pilot çalışmada memnuniyet verici sonuçlar elde edildiğini söyledi ve Tarım Bakanlığının yem madde üretimine yönelik çalışmalarını sordu.

Üreticilerin üretim yapılabilmesi için ekipmana ihtiyacı olduğunu ve bunu bireysel olarak almalarının mümkün olmadığını belirten Kürşat, üreticilere, kooperatifler aracılığıyla bu makinelere erişiminin sağlanmasıyla daha iyi fiyatta ürün elde edilebilmesi için Tarım Bakanlığının kooperatifleri teşvik etmesi gerektiğini kaydetti. Kürşat, bu şekilde ithalatın da azaltılabileceğini söyledi.

Akaryakıt ve enerji maliyetleri hakkında da konuşan Kürşat, geçen hafta akaryakıta yapılan zammı hatırlattı. Kürşat, Tarım Bakanlığının bu konuda hayvancılara “sembolik bir desteği” olduğunu ancak TL’nin değer kaybıyla birlikte bu desteğin artık bir önemi kalmadığını söyledi.

Kürşat, Brusella Eradikasyon Projesi kapsamında Genel Tarım Sigortası tarafından zarar gören hayvanlara yönelik tazminat verildiğini hatırlatarak, bu yıl henüz üreticinin ne alacağının açıklanmadığını ifade etti. Kürşat, Genel Tarım Sigortası Fonu’nun Maliye’den alacakları hakkında da bilgi talep etti.

SÜTEK’in bütçesinin 2019 yılından beri Meclis’e gelmediğini öne süren Kürşat, “Bu bütçe nerededir? Neden gelmiyor?” diye sordu.

Milletvekilleri Erkut Şahali ve Fide Kürşat’ın konuşmalarına cevap vermek üzere söz alan Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, bu ülkedeki eksiklikleri, bütçedeki imkanlar dahilinde tamamlamak için çalıştıklarını kaydetti.

Oğuz, Çam Kese Böceği’ne ilişkin, 2023’ün son çeyreğinde Orman Dairesi’nin gerekli gözlemleri yapacağını ve ona göre bir planlamanın geliştirileceğini belirtti.

Türkiye’den son getirilen böceklerin doğal yapıları gereği toprağa gireceği ve geri dönüşünün ne olacağının ilerleyen zamanlarda tespit edileceğini söyleyen Oğuz, ülkede yapılan ilaçlamanın ardından yapılan tespitte; ilaçlanan ve ilaçlanmayan popülasyon arasında bir fark tespit edemediklerini ifade etti. Oğuz, bu yıl popülasyonun ülkede, Türkiye’de ve Rum kesiminde “peak” noktasında olduğunu belirterek, entegre mücadele de dahil olmak üzere çeşitli işbirlikleri içerisinde olduklarını vurguladı.

Oğuz, Orman Dairesi mühendislerinin raporu çerçevesinde çalışmalarına devam edeceklerini açıkladı.

Kamuoyuna yansıyan hayvan kaçakçılığı ve kaçak ete ilişkin haberlere değinen Oğuz, son yıllarda bu kadar yekûn canlı hayvanın tutulduğu başka bir örnek olmadığına dikkat çekti.

-“Bu ülkede hayvan kaçakçılığı var. Bu acı bir gerçektir”

Oğuz, bunun bugüne kadar bu konuda ciddi bir mücadelenin yapılmamasının bir göstergesi olabileceğine işaret ederek, “Bu ülkede hayvan kaçakçılığı var. Bu acı bir gerçektir. Bugün de var, geçmişte de vardı” dedi.

Güvenlik konusuna ilişkin Polis, Gümrük, Veteriner Dairesi gibi çeşitli kurumlarla işbirliği içerisinde ciddi bir şekilde çalıştıklarını ifade eden Oğuz, ihbarlar üzerine tüm mandıraların sıkı bir şekilde kontrol edildiğini ve bu kontroller sırasında bu durumun tespit edildiğini söyleyerek, halen daha tutulmayanların da olduğunu, soruşturmaların devam ettiğini söyledi.

Etkin olarak kaçakçılıkla mücadele etmenin bir zorunluluk olduğunun altını çizen Oğuz, kaçak yolla gelen ürünün hem piyasaya müdahale olduğunu hem de gıda güvenliği ve toplum sağlığı açısından risk oluşturduğunu kaydetti.

Et fiyatlarına ilişkin olarak hükümetin en büyük girdi maliyetlerinden biri olan arpa desteğine ayırdığı yüksek bütçeye dikkat çeken Oğuz, bu konudaki desteklere ve fiyat sabitleme çalışmalarını anlattı.

“Maalesef hükümet olarak yaptığımız bu desteğin karşılığını fiyatlandırmada göremedik” diyen Oğuz, “Bu haksız kazançtır. El insaf” diye konuştu. Oğuz, bunu yapan 2-3 kişinin tüm hayvancıları zan altına aldığına da işaret ederek, hayvancılara şöyle çağrıda bulundu:

“Lütfen spekülasyon yaparak fiyatları yukarı doğru artırmayın. Kar limitiniz belli. Onun üzerine çıkarak kısa gün karı yapmayın.”

Oğuz, Bakanlık olarak buna seyirci kalamayacaklarını kaydetti ve bunun sadece hükümetin değil herkesin sorunu olduğunu belirtti.

“Fiyatlarda bir üst limit koyulup koyulamayacağını” soran CTP Girne Milletvekili Ceyhun Birinci’ye yanıt veren Bakan Oğuz, sürekli oynayan fiyatların buna izin vermediğini, hükümet olarak da fiyatlara çok müdahale edemediklerini kaydederek, böyle yapılması durumunda hayvancının “elimde hayvan kaldı gel al” diyebileceğini söyledi.

Milletvekili Erkut Şahali de, oynak fiyatlar nedeniyle üst limit belirlenemeyeceği konusunda Oğuz’a hak vererek, maliyetler üzerinden kar marjının sınırlandırabileceğini kaydetti, Güney Kıbrıs’ta bazı temel tüketim maddelerinde kar marjı sınırlanması yapıldığını söyledi.

Bakan Oğuz ise, maliyetler üzerinde çalışıldığını ve sürekli güncellendiğini belirterek, Hayvancılar Birliği’yle bu konuda görüştüklerini ve öncülük yapmalarını talep ettiğini, bu konuda da ısrarcı olacaklarını söyledi.

-Su fiyatları…

Su fiyatlarına ilişkin, Türkiye’den 7 TL’ye alındığını ve 7.50’te satıldığını ve bu 50 kuruşun da arızalar gibi diğer giderlere harcandığını söyleyen Oğuz, belediyelerin aldığı su fiyatlarında da 60 kuruştan 3 buçuğa çıktığını, onları mağdur etmeden bir çalışma yürüteceklerini söyledi.

Binboğa zammına ilişkin de yanıt veren Oğuz, bunun gereksiz olduğuna ilişkin görüş bildirdiklerini ve yapılmaması kararı aldıklarını bildirdi. Binboğa’nın yaptığı zammın diğer ürünleri de etkilediğini kaydeden Oğuz, bu konunun hassas olduğunu ancak Koop-Süt ve Binboğa’da bu problemin yaşandığını söyledi.

Oğuz, yem maddesi alternatif üretim hakkında da, TİKA’nın desteğiyle cihazın alındığını, hasat edilecek malzemenin bu yıl tatlı ve tuzlu suda denemesinin yapılacağını bildirdi.

Oğuz, Brusella tazmin fiyatları hakkında yöneltilen soruya da yanıt vererek, Genel Tarım Sigortası’nın ilgili kararı aldığını, 4 bin liranın 6 bin liraya, bin liranın ise bin 500 liraya çıkarıldığını, söz konusu kararın ileriki haftalarda Bakanlar Kurulu’ndan yayımlanacağını kaydetti.

 

TAK



 

Pools Plus Cyprus


Kaynak Link: BRTK

Bu Haber ACM Cyprus Yeni Teknolojiler Çalışması Kapsamında, OpenAI – ChatGPT Tarafından Sizin İçin (Türkçe veya İngilizce) Yeniden Yazıldı. Okumak İçin Sayfaya Devam Edin.

Yapay Zeka Yorumluyor

Hayvan kaçakçılığı, son yıllarda dünya genelinde ciddi bir sorun haline gelmiştir. Bu sorun, ülkemizde de çeşitli hayvan türlerinin kaçırılması ve satılması gibi uygulamalarla kendini göstermektedir. Bu durum, ülkemizin ekolojik dengeye ve hayvan haklarına verdiği önemi sorgulatmaktadır. Bu konuda son zamanlarda yapılan çalışmalarla birlikte çözüm yolları da aranmaktadır.

Oğuz, yukarıdaki beyanatında ülkemizde hayvan kaçakçılığı olduğunu belirtmektedir. Bu gerçek maalesef doğrudur. Hayvan kaçakçılığı genellikle çeşitli vahşi hayvanların kaçırılması ve satılması şeklinde gerçekleşmektedir. Bu hayvanların birçoğu, doğal yaşam alanlarından uzak yerlerde insanların yanında tutsak olarak yaşamak zorunda kalmaktadır. Bu durum, hem hayvanlar için hem de doğal dengeler için tehlikeli bir durumdur.

Hayvan kaçakçılığı, ülkemizde tarihi olarak da var olmuştur. Ancak modern hayvan kaçakçılığı, son yıllarda artmıştır. Bunun başlıca nedenleri arasında, yüksek kazanç beklentisi ve hayvanların nadir türleri olmasıdır. Daha önceleri özellikle timsah, kaplan, yılan, papağan gibi hayvanlar kaçırılmaktaydı. Ancak son yıllarda özellikle yaban hayatının yok edilme seviyesine ulaşması sebebiyle hayvan kaçakçılığı daha da yoğunlaşmıştır.

Hayvan kaçakçılığı, sadece hayvanların yok olmasına neden olmakla kalmaz, aynı zamanda kaçakçılara da büyük riskler doğurur. Hayvanların kaçırılması, popülasyonların düşmesine ve hayvanların doğal ortamlarında varlıklarını koruyamamalarına neden olur. Ayrıca kaçakçılar, yasa dışı iş yaptıklarından dolayı cezalandırılırlar.

Ülkemizin doğal güzellikleri, eski bir coğrafyada olmasından dolayı, dünya çapında bilinirliği yüksektir ve yaban hayatı konusunda zengin bir mirasa sahiptir. Bu mirasımızı koruma ve sürdürülebilir bir şekilde kullanma sorumluluğumuz vardır. Bu amaçla, hayvan kaçakçılığına karşı önlemler alınmalı, yürütülen çalışmaların takip edilerek geliştirilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, hayvan kaçakçılığı, ülkemizde ciddi bir sorun haline gelmiştir. Bu durum, doğal yaban hayatının da yok olmasına ve ekosistemlere zarar vererek ekolojik dengenin bozulmasına neden olur. Bu nedenle, hayvan kaçakçılığına karşı mücadele edilmesi ve daha sıkı yasal mevzuatların oluşturulması gerekmektedir. Bu sayede, hem hayvanların korunması hem de doğal dengelerin sağlanması mümkün olacaktır.

ACM Cyprus

Geleceği Yeniden Şekillendirebilmek İçin Yorumlarınızı Bekliyoruz.

Pools Plus Cyprus

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Stallion Gayrimenkul Yatırım Danışmanlığı
Başa dön tuşu