SON DAKİKA | Dışişleri Bakanı Hakan Fidan CNN Türk’te röportaj veriyor – Son Dakika Haberleri

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, dış politikada 2025’i etkileyecek gelişmeleri Tarafsız Bölge’de anlatıyor…
Hakan Fidan’ın açıklamaları şöyle:
ŞAM ZİYARETİ
O gün tabii uçak müsait olmadığı için havalimanı çalışmıyordu, daha yeni belki bugünlerde çalışmaya başladı. Karayoluyla gitme durumunda kaldık. Hatay’dan itibaren, sınırdan geçtiğimiz andan itibaren, İdlib tarafı iyiydi zaten. İdlib’e önceden de gittik geldiğimiz bir yerde ama daha sonra Hama, Humus ve Şam’a. Halep’ten geçmedik. Hama, Humus üzerinden. …ve Şam’ın eteklerine gelene kadar sürekli bir yıkım vardı aslında.
Önceki gibi depremden çıkmış gibi. Aslında diğer taraftan rejimin kendi halkına karşı ne kadar zalim ve acımasız olduğunu da görüyorsunuz. Bir yerde çatışan güçler var, onların bulunduğu yerde sivil halk var. Herhangi bir ayrım yapmadan orayı top ateşiyle, yerle bir ateş altına alması, veya varil bombalar atması veya hava kuvvetleriyle bombalaması, yok etmesi. Tabii büyük bir acımasızlık örneği.
ŞARA İLE NE KONUŞTU?
Görüşmemiz uzun sürdü. Her konuyu ele aldık. Suriye’de neler yapılmalı, Türkiye’nin tavsiyeleri neler. Oraya gitmeden uluslararası toplumla diplomasi maratonu yaptım. Ortaya koyduğumuz bir tez vardı. Yeni yönetimi yargılamadan ne istediğimizi kendi aramızda kararlaştıralım ve gidelim bizim tavsiyemiz bu dedik. Suriye’nin komşuları açısında tehdit olmaktan çıkması, azınlıkların hayat güvenliğinin sağlanması, toprak bütünlüğü konuları başta olmak üzere maddelerimiz vardı. İlk kriz çıktığında herkes şaşkındı. Biz Türkiye olarak herkesin kabul edeceğiz bir söylemi ortaya koyduk. Herkes kabul etti. Şara’ya da bunları anlattık. Ben de bu fikirdeyim itirazım yok dedi. Bizim iki hususumuz vardı: Suriyeli kardeşlerimizin durumları, terör örgütü PKK’nın varlığının sona erdirilmesi. Bu konuları ele aldık. Şara hem sorumluluğunun farkında hem de bölgenin kendisinden beklentilerinin farkında. Rasyonel ve oturaklı bir lider. Umudum var.
TÜRKİYE’NİN ÖNCELİKLERİ NELER?
Birincisi, Türkiye olarak biz 3,5 milyon Suriyeli kardeşlerimize ev sahipliği yapıyoruz. ikincisi, terör örgütü PKK’nın Suriye’deki varlığının ne şekilde sona erdirileceği meselesi.
Açıkçası ben Şara’yı gayet iyi gördüm. İdib’te geçirdiği yılların kendisine yaramış olduğunu gördüm. Uzun yıllardır bir deneyimi var aslında İdib’ten. Benim onunla ilgili gözlemlerim var.
“SURİYE HALKI YÖNETİMİ SAHİPLENDİ”
Ben ortaya konan hareketlere, politikalara, eylemlere bakaraktan hüküm verme taraftarıyım. Yani bu şekilde de hareket ettiğimiz zaman zaten diğer muhataplarımız için de ikna edici oluyoruz. Geldiğimiz noktada dediğim gibi şu anda azınlıkların güvencesi olma durumunda bir sıkıntısı yok. Ama yarın bir gün ülkede ulusal güvenliği ve bütünlüğü sağlamada sıkıntılar olabilir mi? Olabilir. Yani bölgede belli anlaşmazlıklar olabilir mi? Olabilir. Suriye üzerinde başkalarının hesabı olup karıştırmaya gidebilirler mi? Gidebilirler. Bütün bunların da farkında olmak gerekiyor. Ama güzel olan şu, Suriye halkı kendinden olan bir yönetimi sahiplendi ve umudunu ona bağladı. Bize de bu umudu desteklemek, beslemek düşüyor ve doğru olanı tavsiye etmek düşüyor.
“SURİYE’DE DEVLETİN İSMİ SURİYE ARAP CUMHURİYETİ OLACAK”
Şara’nın yönettiği nüfusun yarıdan fazlası iç göçtü. Geri dönüşler için yeniden yapılanma faaliyetleri başlamalı. Yol haritasını sordum. Devletin ismi Suriye Arap Cumhuriyeti olacak. Bayrağa bir yıldız daha eklediler. Şu anda arazideki dengeleri ele aldığımızda Ahmed Şara ve ekibi, Suriye Milli Ordusu’nun destek vermesi, askeri güvenliğin sağlaması açısından önemli bir başlangıç. Milyonlarca insan önceki dönemde ağır sıkıntılar çekerken bunları peşinen bu şekilde suçlanmaları doğru değil. Biz bize yapılanları yapmamak için geldik dediler, inşallah bu yolda devam ederler. Zaman ilerledikçe olaylar yapı şekil aldıkça memnuniyetsizliklerin kendini gösterme ihtimali var. Biz bu unvanları bırakalı çok oldu. Eşit ilişki, karşımızdakiler bizim kardeşimiz. Suriye milleti asil bir millet. Bize düşen onlara yardım etmek. Domine etme fikrine karşıyız. Biz bölgede ne Türkiye’nin ne İran’ın domine etmek politikasına razı değiliz. Biz buna karşıyız. Bu çok ilkel bir dış politika tarzı.
SURİYE’DE ÖNCELİKLİ ÇÖZÜLMESİ GEREKEN SORUN NE?
İşlem sıralaması yapacağımız zaman aslında ortada şu anda bir numaralı ödev, bir an önce hem halka hizmet edecek hem de uluslararası muhataplığı sağlayacak bir hükümetin kurulması. Şu anda resmi devlet başkanı vafı yok Ahmet Şara’nın. Hala devrim yapan heyetin başkanı sıfatı taşıyor. Üç tane bakan atadı ama bunlar asıl kalıcı hükümetin atanması gerekiyor. Çünkü uluslararası toplum bir an önce oraya yardım ve teknik iş birliği için bekliyor. Bir muhatap istiyorlar. Mesela dün kabinedeydik. Cumhurbaşkanımız talimat verdi. Buraya Türkiye olarak yardımların seferber edilmesi, yani Sağlık Bakanı, Enerji Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, Ulaştırma Bakanı, herkes karşısında bir muhatap görmek istiyor haklı olarak. Şimdi bir defa hükümetin öncelikle kurulması gerekiyor.
Sonra, ülkenin yeniden imarı meselesi. Yaraların sarılmaya başlaması, bu önemli. Bu konuda ciddi adımların atılması gerekiyor. Özellikle Halep’in yerle bir edilmiş olması. Halep çok kötü durumda. Maalesef o günler çok acı günlerdi. Halep yerle bir edilmiş durumda. Buranın yeniden imar edilmesi gerekiyor ki yerinden, yurdundan edilmiş olan mülteciler geri dönebilsinler. Biliyorsunuz, Türkiye’de mülteci var. Ürdün’de var, Irak’ta var, Mısır’da var, Lübnan’da var. Batıda var 1 milyona yakın. Bunların geri dönmesi için oradaki yeniden yapılanma faaliyetlerinin bir an önce başlaması gerekiyor.
Bu haber
bu kaynaktan alınarak ACM Cyprus yeni teknolojiler çalışması kapsamında, OpenAI – ChatGPT tarafından yeniden yazılmıştır. Geleceği yeniden şekillendirebilmek için yorumlarınızı bekliyoruz.