Tünel savaşları İsrail’in sonu mu oluyor? Abdullah Ağar cevapladı…

Abdullah Ağar’ın değerlendirmeleri şu şekilde;
Oyunun en önemli arkadaki askeri aktörü İran ve şu anda buna direniş ekseni diye tanımlamış oldukları Irak’taki Suriye’deki Lübnan’daki yapıların ortaya koyacağı o etki ve bu etkiye göndermiş olduğu atıf. Onlar üzerinden yani onlar yapacaklar bu iş daha da derinleşirse onlar bir şey yapacaklar, yani aslında biz yapacağız demiyor ama bir şekilde buna dair bir göz dağı veya bir tehdit ürettiğini değerlendiriyorum.
Mesela aslında temelde İran ile ABD arasında bir mesele, yani Gazze üzerinden. Burada tabii ittifakların şekillenmesi, açıkcası buradaki en önemli durum şu Türkiye’nin duruşu. Türkiye nerede ve nasıl duracak? Türkiye son derece önemli cümleler kurdu, Sayın Fidan Türkiye her türlü fedakarlığı yaptı yapacak da’ yani hangi anlamda? Filistin davası anlamında, masumların mazlumların bir şekilde daha fazla ölmemesi, daha fazla kan akmaması doğrultusunda. Ama Türkiye de çok iyi biliyor ki bu işin bir yayılma riski ve bir şekilde savaşla alakası olmayan ülkelerin içine çekilme riski var. Türkiye Filistin davasının her zaman yanında oldu, haklılar çünkü. Toprakları işgal edildi ve bu işgal her geçen süreçte daha da derinleşti ve bu Gazze bunun yeni bir safhası ve son derce sarsıcı bir safhası.
Bunun bir kere burada Gazze’lilerin meselesinin Gazze içinde çözülmesi gerekiyor, yani bir demografik bir yer değiştirmenin söz konusu olmaması gerekiyor. Olursa sorun çok daha derinleşecek çok daha farklı bir tarafa gidecek yani Hamas ile İsrail arasındaki mücadeleden çok daha farklı yerlere gidecek.
SAHADA ABD ASKERİ GÖRÜR MÜYÜZ?
Mariopol çatışmalarını hatırlıyorum orada açıklanmadı taraflarca ama oradan kalkan bir takım özel birimleri içerisinde barındıran helikopterlerin oradan sıyrıldığını gördük, bazılarının Ruslar tarafından düşürüldüğünü gördük. Bunların içinde kim vardı? Batı menşeili ülkelerin özel unsurları vardı. Ne için varlardı? Oradaki Ukrayna eksenini desteklemek onları yönetmek koordinasyonu sağlamak hatta çatışmalara girmek.
Şimdi burada şöyle bir soru sormak gerekiyor, ABD askerlerini birebir böyle bir çatışmanın içine sokar mı? Yani Bu çok kolay değil, ABD açısından çok kolay değil. Belki girmek isteyenler vardır.
ABD’nin askeri doktrininde en az kayıpla amaçlara ulaşmak var, evet jeopolitik bir amaca ulaşmak istiyor ama bunu mümkünse sıfır kayıpla mümkün değilse en az kayıpla yapmak istiyor. Bununla ilgili çok büyük bir hassasiyeti var kamusal anlamda. ABD toplumu bu konuda çok hassas, bir tane askerini kaybetse Amerikalılar devletini sorguluyor. İşin bir diğer tarafı ile de ABD başka ülkelerin askerlerinin canına kıymet vermez.