‘Türkiye’de, son 22 yılın en kurak ocak ve şubat ayı yaşandı’
OMÜ Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, 22 Mart Dünya Su Günü kapsamında yazılı açıklama yaptı. Prof. Dr. Demir, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, Türkiye’nin en kurak dönemlerini yaşadığını söyledi. Son 22 yılın en kurak ocak ve şubat ayının yaşandığını dile getiren Prof. Dr. Demir, “Sonbahar kurak geçti. Kış aylarında da beklenen yağışlar gelmeyince barajlardaki su seviyesi, kritik seviyelere düştü. Kuraklık nedeniyle pek çok baraj ve gölde olduğu gibi İstanbul barajlarındaki doluluk oranı da yüzde 35’e geriledi. Yağış oranlarındaki düşüş endişe verici seviyeye ulaştı. En fazla düşüş yaşanan bölge ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi. Bölgedeki yağış oranı geçtiğimiz yıl, ocak ayına göre yüzde 74 azaldı. Konu ile ilgili çalışma yapan uzmanlar, 31 kentte ‘olağanüstü kuraklık’ yaşandığını söylüyor. Küresel iklim değişiminin etkisine bağlı olarak mevsim kaymalarının yaşandığı ülkemizde, son yıllarda yağış rejiminde de önemli değişikler gözlemleniyor” dedi.
2023’te kış mevsim şartlarının çok oluşmadığını, ilkbaharın ise emarelerinin yaşandığını vurgulayan Prof. Dr. Demir, “Bu süreç sonucunda farklı bölgelerde; hem meteorolojik hem hidrolojik hem de tarımsal kuraklığı yaşadığımız görülüyor. İlkbaharda beklenen soğuklar ve yağışı almadığımız takdirde; yaz aylarında bizi daha önemli kuraklık, su sıkıntısı, tarımsal üretim, verim ve kalite sıkıntısı bekliyor” diye konuştu.
‘TÜRKİYE’DE 3 ÇEŞİT KURAKLIK GÖRÜLMEKTE’
Türkiye’de 3 çeşit kuraklık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Demir, “Yağış miktarında düşüş, yağış rejimindeki düzensizlik ve meteorolojik kuraklık, ülkemizin büyük kesimlerinde görülüyor. Bu sürecin etkisiyle son günlerde barajlardaki doluluk oranlarının düşmesi, akarsu debilerindeki azalmalar, pınar ve çeşmelerin kuruması, sulak alanlarda yaşanan sıkıntılar ve göllerimizdeki su rezervlerinde azalmalar, yer altı su miktar ve seviyelerindeki değişim ve düşüşler hidrolojik kuraklığın başlıca göstergeleridir. Aynı zamanda sonbahar, kış ve ilkbahar başlangıcında ekim, dikim ve çimlenmelerde yaşanan sıkıntılar tarımsal kuraklığın önemli işaretleridir. Yaz aylarına doğru gidildikçe sulama ihtiyacının artması, su kaynaklarının kısıtlı olması, ilkbahar yağışlarının düşmemesi halinde tarımsal kuraklığın etkisini ülkemizin önemli tarım bölgelerinde yaşamamız kaçınılmazdır” dedi.
Kaynak Link: NTV/CNN
Bu Haber ACM Cyprus Yeni Teknolojiler Çalışması Kapsamında, OpenAI – ChatGPT Tarafından Sizin İçin (Türkçe veya İngilizce) Yeniden Yazıldı. Okumak İçin Sayfaya Devam Edin.
Türkiye’de, son 22 yılın en kurak ocak ve şubat ayı yaşandı
Son yıllarda her ne kadar ülkemizde yaşanan aşırı hava koşulları konusunda endişelerimiz olsa da, son 22 yılda en kurak ocak ve şubat ayı hava koşullarını yaşayan ülkemiz olmuştur. Bu durum ülkemizde çeşitli sorunlara yol açmaktadır.
Ülkemiz son yıllarda iklim değişikliği etkileri nedeniyle çeşitli doğal afetlerle karşı karşıya kalmaktadır. Ancak, son 22 yılda en kurak ocak ve şubat ayı hava koşullarını yaşaması Türkiye için oldukça endişe vericidir. Ülkemizde yaşayan vatandaşlar bu süre zarfında pek çok sorunla karşı karşıya kalmıştır.
Öncelikle, kuraklık nedeniyle tarım alanlarındaki ürün verimliliği azalmaktadır. Birçok insan geçimini tarım sektörü ile sağlamaktadır ve bu sektörün zayıflaması ülke ekonomisi için ciddi bir tehdit oluşturacaktır. Kuraklıkla birlikte birçok bölgede su noktasında zorlu dayanışmalar yaşanacak ve yüksek fiyatlar kullanıcıları zorlayacak.
Kuraklık durumu sadece tarım sektörünü değil, aynı zamanda hayvancılık sektörünü de olumsuz yönde etkilemektedir. Hayvanların yiyecek ve su kaynaklarındaki azalma, hayvanların sağlığını olumsuz etkiler ve böylece verimliliği düşürür.
Kuraklık, orman yangınları, erozyon gibi çeşitli sorunların ortaya çıkmasına neden olur. Kuraklık, birçok nehir ve akarsulara da etki eder ve suların çekilmesi, suyun kalitesinin kötüleşmesi gibi sorunlara yol açar.
Son 22 yılın en kurak ocak ve şubat ayı hava koşulları Türkiye’de birçok soruna neden olmaktadır. Bu zor koşulların etkisini en aza indirgemek ve ilerideki doğal afetler için hazırlıklı olmak için, çevre bilincinin arttırılması ve çeşitli tedbirlerin alınması gerekmektedir.
Devlet yetkilileri kuraklık nedeniyle zarar gören tarımsal alanların rehabilite edilmesi, hayvanların ihtiyaç duydukları su ve yiyecek kaynaklarının güvenliğinin sağlanması, orman yangınlarına karşı ulusal bir önleme planı geliştirme ve diğer önemli adımları atmaktadırlar. Bunlar gibi önlemleri ülkemizde arttırarak, gelecekteki kuraklık ve diğer doğal afetlere daha iyi hazırlıklı olabiliriz.