Üniversitelerde hibrit öğretim gözden geçirilecek

Yükseköğretim Kurulu Başkanı (YÖK) Erol Özvar, yüzyılın afeti sonrası alınan üniversitelerde uzaktan öğretim kararının gözden geçirileceğini söyledi.
Depremlerden 11 ildeki 18 üniversitede görev yapan 17 bin akademisyen, 30 bin idari personel ile 545 bin öğrencinin etkilendiğini belirtti.
“Hibrit seçeneği değerlendireceğiz”
Özvar, “Alınan kararı Nisan ayı başı itibarıyla yeniden gözden geçirerek, şartların elverişli hale gelmesi durumunda uzaktan eğitimin yanında yüz yüze eğitim imkanının da sunulduğu harmanlanmış, hibrit öğretim seçeneğini değerlendireceğiz. Yükseköğretim Kurulu olarak birinci önceliğimiz, yükseköğretim sistemimizin afet sonrası hızlı bir şekilde normalleştirilmesidir” dedi.
Erol Özvar, İzmir Ege Üniversitesi’nde üniversiteler arası kurul toplantısında konuştu.
Afetin yüksek öğretim kurumlarına etkisini de anlattı.
11 ildeki üniversite yerleşkelerinde 4 binanın yıkıldığını, 554 binanın ise hasar gördüğünü kaydetti.
Özvar, Depremden en çok etkilenen yerleşkelerin Adıyaman, Hatay Mustafa Kemal ve Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitelerine ait olduğunu da bildirdi. Yaraların kısa sürede sarılacağını söyledi.
Kaynak Link: NTV/TRT
Bu Haber ACM Cyprus Yeni Teknolojiler Çalışması Kapsamında, OpenAI – ChatGPT Tarafından Sizin İçin (Türkçe veya İngilizce) Yeniden Yazıldı. Okumak İçin Sayfaya Devam Edin.
Üniversitelerde hibrit öğretim, son birkaç yılda özellikle pandemi dönemiyle birlikte önem kazandı. Yüz yüze eğitim ile çevrimiçi eğitimin birleştirilmesi olarak tanımlanabilen hibrit öğretim, öğrencilere daha esnek bir öğrenim deneyimi sunarken farklı öğrenim tarzlarına da hitap edebiliyor.
Ancak, hibrit öğretim için gerekli teknolojik alt yapıya sahip olunmasına rağmen, uygulamanın verimliliğiyle ilgili bazı soru işaretleri de gündeme geliyor. Bu nedenle, üniversitelerde hibrit öğretim modellerinin gözden geçirilmesi gerekiyor.
Birçok öğrenci tarafından, hibrit öğretimin bir avantajı olarak flexiability (esneklik) gösteriliyor. Fakat, online eğitimlerin de zaten esnekliği sağladığı düşünüldüğünde, hibrit öğretimin sağladığı avantajın sınırlı kaldığı konusunda endişeler ortaya çıkıyor. Ayrıca, hibrit öğretimde öğrencilerin interaktif bir öğrenme deneyimi yaşaması da sağlanamıyor. Online eğitimlerde sınıfa katılım, tartışma ve grup çalışması yapmak gibi aktiviteler bu nedenle sınırlandırılıyor.
Hibrit öğretimde öğrenme materyalleri de önemli bir rol oynuyor. Yüz yüze eğitimde öğretmenlerin ve öğrencilerin birbirine teması olduğu için, öğrencilerin bir konuda soruları olduğunda derse anında yanıt alabilme fırsatı oluyor. Ancak online öğrenme kaynaklarında öğrencilerin ihtiyaç duyduğu bilgiye anında ulaşım sağlanamayabiliyor. Bu nedenle, üniversitelerin hibrit öğretimde kullanılan öğrenme materyallerini de incelemesi gerekiyor.
Sonuç olarak, üniversitelerde hibrit öğretim modellerinin yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Hibrit öğretim, öğrencilere online eğitimden daha fazla esneklik sağlıyor. Ancak, öğrencilerin birbirleriyle ve öğretmenleriyle etkileşim kurmaları açısından yüz yüze eğitim kadar verimli değil. Ayrıca, öğrenme materyallerinin ve interaktif öğrenme deneyimlerinin iyileştirilmesi de hibrit öğretimin etkisini artıracaktır.