Wall Street ikiye bölündü: Fed faiz artırımlarında duraksarsa sıkıntı daha da artar

ABD banka iflaslarından sıyrılmaya çalışırken Goldman Sachs, JPMorgan ve Wells Fargo’daki ekonomistler de büyüme tahminlerini düşürdü. Fed bugün başlayacak Federal Açık Piyasalar Komitesi (FOMC) toplantısının ardından yarın faiz kararını açıklayacak.
Wall Street analistleri ise kritik karar öncesi ikiye bölünmüş durumda.
FONLAMA MALİYETLERİ ARTACAK
Morgan Stanley baş ABD ekonomisti Ellen Zentner, “Banka analistlerimiz, fonlama maliyetlerinde daha sıkı kredi standartlarına, daha yavaş kredi büyümesine ve daha geniş kredi marjlarına yol açacak, ileride fonlama maliyetlerinde anlamlı bir artış görüyor. Önümüzdeki aylarda büyüme ve istihdam kazanımlarında anlamlı bir yavaşlama bekliyorduk ve kredi koşullarında önemli ölçüde sıkılaşma olasılığı, yumuşak bir inişin daha sert bir duruma dönüşmesi riskini artırıyor.” dedi.
FED BUNU HESABA KATMADI
Finans yazarı Sam Ro, “Geçen yıl boyunca Fed, ekonomik talebi soğutarak enflasyonu düşürme çabasıyla para politikasını agresif bir şekilde sıkılaştırdı . Bunun arkasındaki düşünce, faiz artırımları ile finansal koşulların sıkılaştırılmasının işletmeler ve tüketiciler için finansman maliyetlerinin artması ve bu da harcamalarını yavaşlatmasıydı.” diye yazdı.
“Fed muhtemelen büyük bir bankanın batmasını özel olarak amaçlamadı, ancak böyle bir şeyin olma riski, para politikasının nasıl uygulandığına bağlı olarak artacaktı.” diyen Sam Ro, bu nedenle, bu istenmeyen banka iflaslarının, nihayetinde enflasyonun kararlı bir şekilde düşmesine yol açabilecek koşulları hızlandırma gibi istenen etkiye sahip olmasının biraz ironik olduğunu söylüyor.
Ro, “Başka bir deyişle, kasıtsız banka başarısızlıkları, Fed’in amaçlanan hedeflerine ulaşmasına yardımcı olabilir. Aynı hedefe giden planlanmamış bir yol.” ifadelerini kullandı.
AMAÇ BU DEĞİLDİ
Goldman Sachs baş ekonomisti Jan Hatzius, “Devam eden baskı, küçük bankaların, mevduat sahiplerinin para çekme işlemlerini karşılamaları gerektiğinde likiditeyi korumak için borç verme konusunda daha muhafazakar olmalarına neden olabilir ve borç verme standartlarındaki sıkılaşma, toplam talep üzerinde baskı oluşturabilir” dedi.
Finansal bir muz cumhuriyeti! UBS-Credit Suisse anlaşması İsviçre’nin itibarını tehlikeye atıyor
Allianz’ın baş ekonomi danışmanı Mohamed El-Erian, “İnsanlar ‘Fed’in politikaları nihayet çekiş kazanıyor’ dediğinde her zaman gülerim. Fed’in politikalarının ilgi çekmesini istediğimiz yol bu mu? Bankacılık sistemini istikrarsızlaştırarak mı? Kredi çekme işlemi oluşturarak mı? Ekonomiye ve istihdama çok fazla zarar vererek mi? Biliyorsunuz, para politikası bu şekilde, finansal istikrarsızlık yoluyla değil. Yani evet, bir dereceye kadar bu, Fed’in daha düşük enflasyonla sonuçlanacağı anlamına geliyor. Ama oraya yolculuk korkunç ve gereksiz.” dedi.
FED DENGE ARAYACAK
State Street Baş Yatırım Stratejisti Michael Arone, “Şimdi, ilk kez, Federal Rezerv, anlamlı bir şekilde, enflasyonla mücadele kredibilitesini finansal ile dengelemek zorunda kalacak. Fed faiz oranlarını yükseltmezse, bu daha büyük bir sinyal gönderir, o zaman daha fazla endişelenmeye başlarım.” dedi.
S&P Global Ratings’in baş ekonomisti Paul Gruenwald, “Sonuç olarak, hala bir enflasyon sorunumuz var ve Fed’in oranları artırmaya devam etmesi gerekiyor. Dolayısıyla bir gözlerini finans sektöründe tuttular, ancak yine de bu hafta 25 baz puana gideceklerini düşünüyoruz. Ancak dil biraz daha yumuşak ve yavaş olmalı.” ifadelerini kullandı.
Kaynak Link: CNN
Bu Haber ACM Cyprus Yeni Teknolojiler Çalışması Kapsamında, OpenAI – ChatGPT Tarafından Sizin İçin (Türkçe veya İngilizce) Yeniden Yazıldı. Okumak İçin Sayfaya Devam Edin.
Son yıllarda, Wall Street’ın emlak piyasalarında sağladığı hızlı büyüme ve yeni fırsatlar, birçok yatırımcı için cazip gelmiştir. Ancak, Federal Rezerv’in faiz artırımlarının duraklatılması, piyasada bir bölünmeye neden olmuştur.
Birçok yatırımcı, faizlerin artışa geçmesinin ekonomiye olumlu bir etkisi olduğunu düşünüyor. Ancak, bu görüşün aksine, bazı yatırımcılar, faiz artırımının piyasa için negatif sonuçlar doğurabileceğini savunuyor.
Bunun nedeni, faiz artırımının, borç almayı daha pahalı hale getirerek, ekonomik büyüme hızını yavaşlatmasıdır. Ayrıca, faiz artırımının, hisse senedi fiyatlarına olumsuz etki yapabileceği ve piyasada dalgalanmaların yaşanabileceği de söylenebilir.
İki görüş arasındaki bölünme, Federal Rezerv’in bu yıl içinde faiz artırımına devam etmeyi planlayıp planlamadığı konusunda da bir tartışmaya neden oldu. Şu an itibariyle, Federal Rezerv’in faiz artırımına devam etme konusunda kararlı olduğu biliniyor. Ancak, İkinci Dalga Koronavirüs salgını ve piyasadaki belirsizlik nedeniyle, bu planlar değişebilir.
Federal Rezerv’in faiz artırımına karar vermekte zorlandığı bir ortamda, Wall Street yatırımcıları da ne yapacakları konusunda ayrışmış durumda. Bazı yatırımcılar, hisse senetlerinin değer kazanmaya devam edeceğini ve ekonomik büyümeye olan güvenin artacağını umut ediyor. Ancak, diğer yatırımcılar, piyasanın daha dikkatli yaklaşılması gerektiğini düşünüyor ve doğru pozisyon almadan önce beklenmesi gerektiğini savunuyor.
Her ne kadar Federal Rezerv’in faiz artırım kararları ile ilgili belirsizlikler olsa da, yatırımcılar her zaman piyasanın dalgalanmalarına hazırlıklı olmalıdır. Wall Street, hep bir bütün olarak ele alınmalı ve yatırımcılar, kendilerine uygun bir strateji belirlemeli ve riskleri minimize etmek için çaba göstermelidir.